Türkiye 3. fırsatı asla kaçırmamalı

Türkiye 3. fırsatı asla kaçırmamalı

Türkiye''nin 1974''te gerçekleştirdiği Kıbrıs Barış Harekatı''ndan sonra Yunanistan, tepki olarak NATO''dan çıktı.

Ancak kısa süre sonra Yunanlıların akılları başlarına geldi ve NATO''ya girmek için yeniden başvurdular.

Dönemin siyasetçileri Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan, Alpaslan Türkeş 1974-1980 döneminde Yunanistan''ın NATO''ya girişini Amerika''nın baskısına rağmen veto ettiler

12 Eylül 1980''de Genelkurmay Başkanı Kenan Evren ve kuvvet komutanları demokrasiyi askıya alıp darbe yaptı.

24 gün sonra Amerikalı komutan Bernard Rogers, 6 Ekim 1980''de Ankara''ya geldi ve Evren''le görüşüp Yunanistan''ın NATO''ya girişine onay verilmesini istedi.

Darbeci Evren''in "1 numaralı" hükümet kararıyla, Yunanistan''ın NATO''ya dönmesi için Türkiye''nin vetosunu kaldırıldı...

Yunanistan 20 Ekim 1980''de NATO''nun askerî kanadına döndü.

1 Ocak 1981''de Avrupa Birliği''ne tam üye yapıldı.

-Tarihî "tam üye" fırsatı elimizden kaçtı.

Türkiye ise 1963''ten bu yana Avrupa Birliği''ne tam üyeliği bekliyor.

Tarih tekerrürden ibarettir sözü Türkiye için bir kez daha gerçekleşti.

AKP, 2002''de tek başına iktidar olunca Türkiye''nin Avrupa Birliği''ne tam üyeliği için önemli adımlar attı.

Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan''ın önüne altın tepside bir fırsat geldi.

NATO''nun askerî kanadından 1966''da çekilen Fransa, NATO''ya dönmek istiyordu.

Türkiye veto hakkını kullansa aynı Yunanistan''ın olduğu gibi Fransa NATO''ya dönemeyecekti.

Erdoğan, Avrupa Birliği''ne ve NATO''ya şöyle çağrı yapmadı:

-Türkiye''nin tam üyeliği onaylanmazsa Fransa''nın NATO''ya girişini veto ederiz.

Erdoğan, Türkiye''nin veto hakkını kullanmayınca Fransa 3 Nisan 2009''da NATO''ya geri döndü.

-Tarihî "tam üye" fırsatı ikinci kez elimizden kaçtı

Değerli okurlarım,

İsveç ve Finlandiya''nın NATO üyeliği için bugün Türkiye''nin elinde büyük bir veto gücü var.

Rusya, Amerika, Avrupa Birliği''ne üye ülkeler ile İsveç ve Finlandiya''nın gözü Türkiye''nin üzerinde.

Türkiye her iki ülkeye "terörü desteklemeyin, teröristleri Türkiye''ye iade edin" şartı koştu.

Kararlılıkla vurguluyorum ki bu şartlar yetmez.

-Cumhurbaşkanı Erdoğan''a sesleniyorum;

Evren''in 1980''de, kendisinin 2009''da yaptığı hataları tekrarlamasın.

Türkiye''nin elinde veto hakkı gibi çok önemli bir güç var.

Önceki yazılarımda yazdım ki, bugün bir kez daha tekrarlayayım.

Yunanistan açısından;

-Ege Denizi''ndeki "12 mil" iddiasından vaz geçmeli,

-Vatan toprağı 20 Türk adasını derhal boşaltmalı,

-12 adayı silahsızlandırmalı,

-Türkiye''nin AB''ye tam üyeliğini veto etmemeli,

-Ege Denizi''nde Türk hava sahasını ihlal etmemeli,

Avrupa Birliği açısından;

-Türkiye''nin tam üyeliği kayıtsız şartsız kabul edilmeli,

-Schengen vizesi kayıtsız şartsız derhal verilmeli,

-Terör örgütleri PKK ve FETÖ''ye karşı durmalı ve ülkesindeki teröristleri Türkiye''ye yargılanmaları için kayıtsız şartsız teslim etmeli,

-PKK başta tüm terör örgütlerine desteği kesmeli,

-Türkiye''nin sığınmacılara harcadığı 100 milyar doları Avrupa Birliği Türkiye''ye geri ödemeli…

Amerika açısından;

-F-35 uçak üretim projesine Türkiye''yi kayıtsız şartsız geri almalı,

-Patriot hava savunma sistemini satmalı,

-F-16 savaş uçaklarımızın modernizasyonu acilen yapılmalı,

-Türkiye''ye yönelik tüm ambargoları kaldırmalı,

-Fethullah Gülen alçağını hemen Türkiye''ye teslim etmeli,

-Suriye''de terör devleti kurmaktan vazgeçmeli ve PKK uzantısı PYD/YPG terör örgütlerine verdiği tüm desteği durdurmalı.

-PYD/YPG''ye verdiği silahları geri almalı...

Türkiye en azından Avrupa Birliği''ne tam üye olmak için önüne gelen bu 3. fırsatı asla kaçırmamalı.

Uluslararası bir antlaşma ile tüm bu saydıklarımı sağlamalı…

Bakın Almanya Başbakanı Olaf Scholz, ülke savunması için neler söyledi:

-"Her yıl Gayrisafi Yurt İçi Hasıla''nın yüzde 2''si kadar kaynak ayıracağız.

-Ordunun modernizasyonu için ayrılan 100 milyar Euro özel fonu hemen kullanıyoruz.

-Ülkemizi koruma görevini yerine getirebilecek iyi donanımlı bir ordu elbette önemlidir.

-Ordumuzun Avrupa''da savunmanın temel taşı, en iyi donanımlı silahlı kuvveti olması gerekiyor. Ordunun temel görevi Avrupa''da özgürlüğü savunmaktır."

2. Dünya Savaşı''ndan sonra savunması için yok derecede az bütçe kullanan Almanya, kuşku yok ki Rusya''nın Ukrayna''yı işgali sonrası bu kararları alıyor.

Daha açık ifade ile Avrupa Birliği üyeleri panik halinde Kuzey Avrupa''ya NATO kalkanı oluşturmak için İsveç ve Finlandiya''nın üye olmasını çok istiyorlar.

İşte bu gelişmeler NATO''nun en büyük ikinci askerî gücü olan Türkiye''nin önemini ortaya koyuyor.

Değerli okurlarım,

Muhalefet partileri de maalesef bu konunun öneminin farkında değiller.

İktidarı yeterince uyarmıyor, Avrupa Birliği''ne tam üyelik konusunda bu önemli pazarlık gücünü Türkiye''nin kullanması için iktidara siyaseten baskı yapmıyorlar.

Türkiye''nin geleceği maalesef ortak akıl ile değil, tek kişinin aklı ile vereceği kararla belirlenecek.

Yazık, çok yazık…

Yazarın Diğer Yazıları