Ülkemizde öğrenme yoksulluğu var

Ülkemizde öğrenme yoksulluğu var

Ülkenin gündemi her dakika değişiyor. Vatandaş en büyük ekonomistlerin ortaya koyamadığı teorilerle yaşam mücadelesi veriyor. Bu durumdan memnun olanlar ve yandaş yayın organlarının yöneticileri, başka bir ülkede yaşıyorlarmış gibi her olayı allayıp pullamakla meşguller. Geçen gün ihracat rakamları açıklandı. TÜİK’in verdiği rakamlar öyle bir şekilde duyuruldu ki, ülke uçuyor tarzında. Oysa ithalat arasında açık, dövizdeki yükseliş unutuldu. Emeklinin durumu ise acınacak halde.

Emekli dilenemez dilenci durumunda. Yandaş medya ise emeklinin durumunu, emekliye yapılan artışın oranı iki yılda yüzde 85’e çıktı diye duyurarak görevini yapmanın mutluluğunda haberini veriyor. Gerçekten ağlanacak halimize gülüyoruz.

***

Daha vahim bir olay ise Eğitimde “yoksulluk” tablosu.

Ekonomik kriz en çok çocukları etkiledi. Ülkemizde öğrenme yoksulluğu hızla yükseldi. Bir metni okuyamayan, okuduğunu anlamayan bir nesil yetişti. Bu oran son yılda yüzde 15’e çıktı. Bunun başlıca nedeni ise yetersiz beslenme olarak gösteriliyor. Sofrasına ekmek bulmakta zorlanan halkımız, çocuklarının beslenme çantalarına ne koyacaklarının hesabını yapar hale geldi. Seçim öncesi okullarda öğrencilere iki öğün yemek verileceğini dile getirenler, kuş olup uçtular. Aileler çocuklarını okula yollamama eğiliminde. Yapılan araştırmada okula gitmeyen çocukların oranı yüzde 5’i geçti. Millî Eğitim Bakanlığı yetkilisinin bu durumu dile getirdiği duyuldu mu. Onların dünyası başka onlar karma eğitimin kalkmasından yana projeleri çalışıyorlar. Cumhuriyetin ikinci yüzyılına hazırlanıyorlar.

Okul yemeği ülkenin geleceği

OECD verilerine göre, haziran ayında en yüksek gıda enflasyonu oranı yüzde 53,9 ile ülkemizde kaydedildi. Bu durum çocukların beslenmesine yansıyor. Yetkililer bu olumsuz durumu gıda güvencesizliği olarak yorumluyorlar. Gıda güvencesizliği, bir kişinin veya bir ailenin ihtiyacı olduğu zaman yeterli gıdaya erişememesi ve satın alamaması olarak açıklıyorlar. Yoksulluk nedeniyle gıdaya ulaşılamaması, çocukların zihinsel ve bedensel olarak gelişememelerine meydan veriyor. Öğrenme güçlüğü yaratıyor.

Yapılan araştırmalarda Türkiye’nin 82.3 milyonluk nüfusunun yüzde 18’ine denk gelen 14.8 milyon kişinin yetersiz beslendiği tespit edildi.

Eğitimde bu nasıl başarı

Binlerce eğitimcinin görev yaptığı Millî Eğitim Bakanlığı’nda okul başarıları, ders başarıları ve verimlilik konusunda hiçbir araştırma yapılmaz. Ancak özel eğitim kurumları başarılarını yayınlarlar. Geçmiş dönemde bu tür yayınlara yasak gelirdi. Haksız rekabet var diye. Günümüzde bu yasak yok. Bakanlık kendi okullarında bir başarı görmedikleri için özel eğitim kurumlarının başarılarına göz yumuyor. Fakat güneş balçıkla sıvanmıyor. Ülke genelinde yapılan sınavlarda öğrencilerin derslerde yaptıkları soruların doğruluk oranları bu gerçeği ortaya koyuyor. 2023 üniversite giriş sınavlarında öğrenciler Türkçe sorularının yarısını yapamadılar.

Matematik ve fen sorularında dibe vurdular. Pek çok alanda soruların yüzde 10’unu doğru cevaplayamadı. Bakanlık ve ÖSYM ne istediğini bilmiyor. Sınav kazanmak için binlerce öğrenci dershaneye gidiyor. 10 milyardan fazla para dershane sektörüne gidiyor. Fakat ortada bir başarı yok. Sorgulayan, soruşturan hatalarını belirleyen bir düzen olmadığı sürece bu durum düzelmez. Boşa kürek çekeriz.

Yazarın Diğer Yazıları