AKP kaybetmekten çok korkuyor?

2002'den bu yana tek başına iktidar olan AKP kaybetmekten neden çok korkuyor? Önce 31 Mart yerel seçimi sonuçlarından başlayalım.

1- AKP, Ankara ve İstanbul'u kaybederse bu iki ilde 17 yıldır iddia edilen yolsuzlukların, haksız ve hukuksuz rantların açığa çıkartılacağından korkuyor.

2- Ankara, İstanbul ve İzmir gibi Türkiye'nin 3 büyük ilinin kaybedilmesine Antalya, Adana, Mersin, Bursa, Balıkesir, Muğla, Aydın, Giresun gibi illerin de katılması ile yerel saltanatının yıkılması sonucunda AKP'nin ilk önemli yenilgiyi yaşamasından korkuyor.

3- 31 Mart yerel seçiminde AKP oylarının yüzde 30-35 bandına düşmesinden korkuyor.

4- Tek başına iktidar olan merhum Turgut Özal'ın Anavatan Partisi'nin 1989 yerel seçimini kaybettikten sonraki çöküş döneminin AKP için de başlamasından korkuyor.

Değerli okurlarım,

Vatandaşın refahı ve gelir seviyesinin yükselmesi için hiçbir yatırım yapmayan AKP politikaları 16 yılın sonunda şu tablonun ortaya çıkmasına neden oldu:

* Yüksek faiz patlaması * Rekor enflasyon * İşsizliğin zirve yapması * Fakirlik ve fukaralığın had safhaya yükselmesi * Çiftçinin yüksek maliyetler nedeniyle ekim yapmaması nedeniyle Türk tarımın iflas etmesi sonucunda gıda ürünleri ithaline mecbur kalınması * Et ithali ile hayvancılığın bitirilmesi * İnşaat sektörünün durması * Ekonominin durgunluk içine girmesi * Banka kredi faizlerinin yüzde 25'leri aşması * Otomotiv sektörü başta Türk sanayinin üretim/tüketim dengesi sıkıntısı yaşaması * İflas ve konkordato ilanlarının zirve yapması...

İşte bu acı tablo karşısında seçmen 31 Mart yerel seçiminde aynı ANAP'a yaptığı gibi AKP'ye de ders verme hatta İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in dediği gibi "kulak çekme" sloganına da hak vermiş görünüyor.

Kaybetme korkusuna dönecek olursak AKP'nin asıl korkusu31 Mart yerel seçiminde alınacak yenilginin, 2023'te yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerine de yansımasıdır.

Peki, AKP 2023 ya da daha muhtemel bir erken seçim sonrası iktidarı kaybederse nelerden korkabilir?

* 15 Temmuz'un siyasi ayağının * Yurtta Sulh Konseyi'nin * FETÖ ile ilişkilerinin * Reza Zarrab'ın dağıttığı rüşvet ya da bağışların * 17 - 25 Aralık dosyalarındaki gerçeklerin *Açılım süreci ile yapılan vaatlerin * 18 Türk adasının işgalinin * MİT TIR'larının ve Suriye politikasının ortaya çıkartılmasından korkuyor AKP?

Değerli okurlarım, son günlerde sokaktaki vatandaşlar arasında çok önemli şu söz maalesef hızla yaygınlaşıyor.

"AKP kaybederse, taraftarları sokaklara dökülür, millet birbirine girer..."

Asla böyle bir tablo yaşanmayacağını düşünüyor ve bu sözlerin bazı kendini bilmez AKP'liler tarafından yerel seçimi kaybetmemek için yaptıkları kara propaganda olduğunu bilmenizi istiyorum.

Bu kara sözlere ve haddini bilmezlerin ortaya saldığı korku ortamına asla inanmayın.

AKP kaybederse, Türkiye'de tek bir yasa dışı olay olmaz, olamaz.

Çanakkale ve Atatürk

Çanakkale'yi geçerek vatan topraklarımızı işgale gelenler 1915 yılında kahraman Türk ordusunun şanlı direnişi ile karşılaştılar.

19'uncu Tümen ve Bölge Komutanı Kurmay Yarbay Mustafa Kemal'i silah arkadaşları, efsane kahraman Seyit Onbaşı'yı, Yüzbaşı Sırrı Beyi, 57. Piyade Alayını kınalı Hasanları, dedelerimizi, dil, din, ırk farkı olmadan vatanları için savaşan her yaştaki şehitlerimizi rahmetle, minnetle ve saygı ile anıyorum.

Başkumandan Mustafa Kemal 20 Eylül 1921'de Türk askerine şu muhteşem sözlerle hitap etti:

"Kurtuluş için yaptığımız bu savaştan çok daha evvel sizi başka muharebe meydanlarında da tanımış idim.

Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz, daha sağlam bir askere rast gelinmemiştir.

Her zaferin mayası sendedir. Kanaatinle, imanınla, itaatinle hiçbir korkunun yıldıramadığı demir gibi pak kalbinle düşmanı nihayet alt eden büyük gayretin için minnet ve şükranımı söylemeyi nefsime en aziz bir borç bildim.

Sizin gibi kumandanları, zabitleri, neferleri olan millete, yad elleri altında köle olmak mümkün değildir.

Bu defa Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin hakkımda yeni bir rütbe ve Gazi unvanıyla tecelli eden iltifat ve teveccühü, doğrudan doğruya size racidir.

Milletin verdiği bu rütbe ile yükselen ordu, en şerefli, en ulu bir gaza ile mümtaz olan gene ordudur.

Sizin kahramanlığınızla, sizin gösterdiğiniz nihayetsiz kahramanlıklar bu unvanı ve rütbeyi ancak size izafe ederek, bütün askerlik hayatımın en büyük sermaye-i iftiharı olarak taşıyacağım.

Cenabı Hak giriştiğimiz kurtuluş mücadelesinde şerefli silah arkadaşlarıma kendilerinin temyiz eden asaletin, civanmertliğin, kahramanlığın hakkı olan kati halası nasip etsin."

Çanakkale'yi geçilmez yapan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ve silah arkadaşlarını Diyanet anmayı unutsa da büyük Türk Milleti asla unutmayacaktır.

Çanakkale geçilmez, vatan bölünmez...

 

Yazarın Diğer Yazıları