Devletin ve milletin yakasından düşün

Devletin ve milletin yakasından düşün

Tek Adam Rejiminin Türkiye''yi, ekonomik, siyasi, idari, hukuki, askerî ve hatta uluslararası ilişkilerde geriye götürdüğünü yaşıyoruz, yazıyoruz. Umursamıyorlar.

Milletin ayağına gidip sorunlarını dinleyen kadın siyasetçi Meral Akşener''e fiziki ve sözlü sataşmalara maruz kalıyor.

Neden?

Çünkü AKP ve MHP''liler Meral Akşener''in başarısını, milletle buluşup dertlerine ortak olmasını ve elbette oylarını yüzde 20 bandına taşımasını hazmedemiyorlar.

Kıskançlıklarından çatlıyorlar.

Her türlü caydırmayı, korkutmayı, sindirmeyi fiilen deniyorlar.

Cesur Yürek Akşener ise yılmıyor tam tersine, "Hakkımı helal etmiyorum, mahşerde hesaplaşırız" diye onları can evinden vuruyor.

Hatta haftada bir ile giderken, saldırılar olunca ikiye, önceki gün Sivas''ta da sürünce haftada 3 güne çıkarttı milletin ayağına gidip, derdini dinleme gezilerini.

Siyaset kulvarında; emekliyordun, yürümeye başladın. Tempolu yürüyordun ki şimdi Cumhurbaşkanlığı hedefine doğru hızla koşmaya başladın…

Helal olsun vallahi…

İnanıyorum ki bu tempon, bu azmin bu kararlılığın ve bu dik duruşun millet tarafından ilk seçimde takdire mazhar olacak.

Bu arada gazeteci gözüyle dikkatini çekmek istediğim bir konu var.

Meral Abla;

- Partinizde senin hızına ve azmine yetişemeyen ve yan gelip yatanlar da var.

Aslında biliyorum ki sen de onları gözlemliyorsun.

O halde buradan İYİ Partililere söylemeliyim ki;

- Bu mücadele iyi Türkiye için sadece Akşener''in mücadelesi değil, topyekûn İYİ Partililerin mücadelesi olmalı.

- Haydi, hep beraber sahaya çıkın, milletle kucaklaşmak için lideriniz Akşener''in çalışma temposunu ve azmini örnek alın…

Bilin ki İYİ Partililerin oylarını yüzde 30 bandına çıkarması demek;

AKP ve MHP''nin Cumhur İttifakını sandığa gömmek demektir…

Çöken ekonomi

Tek Adam Rejimi için AKP''li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 2018 seçimi öncesi, "Verin kardeşinize oyları, bakın ekonomi nasıl şahlanacak" diyordu.

Çarşı, pazar enflasyonunu şahlanışının tanığı oluyorduk ama Erdoğan yandaş gazetecilerle çıktığı televizyon programlarında öyle bir ekonomiden bahsediyordu ki dinleyen kendisini zengin ülkelerden birisinde yaşıyor sanıyordu.

Elbette AKP''liler de bu palavralara inanıyorlardı.

Yıllardır ekonomi muhabirliği yapan ve Dünya Gazetesinde köşe yazarı olan duayen gazeteci kardeşim Alaattin Aktaş, 3 yıllık Tek Adam Rejiminin Türkiye''yi nasıl borçlandırdığını resmî rakamlara dayanarak ortaya net şekilde koydu.

Aktaş''ın yazısını özetliyorum:

"2018''in haziran ayında yapılan seçim sonrası geçilen ve Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi adı verilen sistemle üç yılı geride bıraktık.

Borçların seyri açısından yalnızca bu döneme bakmakta da yarar vardı.

Baktık ve hayretler içinde kaldık! Nasıl kalmayalım ki...

Türkiye''nin 1923-2018 Haziran dönemi sonunda 95 yılda toplam borç stoku;

- 969.9 milyar lira. Yani yaklaşık 1 trilyon lira.

Peki, bu tarihi izleyen 3 yılda ne olmuş dersiniz...

2018 Haziran-2021 Haziran döneminde yani sadece 3 yılda borç stokuna ne kadar eklenmiş?

- 1 trilyon 57 milyar liralık borç daha eklenmiş.

Toplam borç ne kadar olmuş?

- 2 trilyon 57 milyar lira olmuş…

Sayılara defalarca baktık; acaba bir yanlışlık mı var, diye. Yok!

Sayılar doğru.

- Kaynak: Hazine ve Maliye Bakanlığı…

İsteyen bakanlığın web sayfasına girip bakabilir.

''Yeni yönetim sistemiyle uçuşa geçmek'' derken borçlar mı kastedilmişti acaba?"

Batık ekonomi

Aktaş resmî rakamlarla ekonomik çöküşü öyle net ortaya koydu ki yapılması gereken şunlardır:

- Devlet Bahçeli''nin derhal erken seçim istemesi,

- Erdoğan''ın derhal istifa etmesi,

- Türkiye''nin Kasım ayında erken Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimi yapması.

Çünkü AKP ve MHP koalisyon ittifakının iktidarda kaldığı her gün devlet de millet de fakruzaruret içine düşürülüyor.

Yeter artık…

Devletin ve milletin yakasından düşün…

Yazarın Diğer Yazıları