Barış Terkoğlu'ndan Saray'ı çok kızdıracak ''kader'' yazısı

Barış Terkoğlu'ndan Saray'ı çok kızdıracak ''kader'' yazısı
Barış Terkoğlu, 41 madenci yaşamını yitirdiği Bartın'daki maden faciasının ardından yaşanacak süreci 301 madencinin can verdiği Soma faciasını hatırlatarak değerlendirdi. Terkoğlu, Soma'da AKP'nin zengin ettiği patronların yargı eliyle nasıl kurtarıldığını anlattı.

Gazeteci Barış Terkoğlu, Cumhuriyet Gazetesi''ndeki köşesinde 41 madenci yaşamını yitirdiği Bartın''daki maden faciasının ardından yaşanacakların Soma''da yaşananlardan farklı olmayacağını yazdı.

"Bakmayın “şehit” dediklerine. “Peki kim şehit etti” sorusuyla, samimiyetsizlik vitrini paramparça oluyor." diyen Terkoğlu, 301 madencinin yaşamını yitirdiği Soma''da AKP iktidarının madenciyi öldürenleri korumak sınırları nasıl zorladığını anlattı. 13 Mayıs 2014’te 301 madencinin can verdiği, 162’sinin de yaralandığı Soma''da, bugün Bartın''da “kader” diyenlerin o gün “fıtrat” dediğini ve şehit edebiyatı yapılarak “hesap sorulacak” sözlerinin o gün de havalarda uçuştuğunu söyledi.

AKP''NİN ZENGİN ETTİĞİ PATRONLAR

Soma davasının bize, Bartın’da olacakları söylediğini vurgulayan Terkoğlu, Soma Davası sürecini ve AKP''nin zengin ettiği patronların nasıl kurtarıldığını anlattı. 

1984 yılında kurulan Soma Holding''in ilk maden ihalesini aldığı 2005 yılına kadar ciddi bir başarısı olmadığını belirten Terkoğlu, "Bu tarihten sonra, şirkete milyarlarca liralık madenler yağdırıldı. Kaza gününe kadar dev bir şirket haline geldi. Vergisi mi? Asgari ücreti konuşuyoruz ya... Soma Holding’in ödediği devede kulak. Kazanın olduğu yıl tahakkuk eden vergi 758 bin 361 liraydı. İlişki öyleydi ki... Katliamdan sonra, gazetecilerin karşısına, şirketin halkla ilişkiler ajansı olan Accord İletişim’in sahibi Sema Demiral çıktı. Adeta hesap soranları azarladı. Bir de ne görelim? Aynı isim Erdoğan’ın toplantılarının organizatörüydü." dedi.

İŞÇİLER TEKMELENDİ, TEKMEYİ ATAN ÖDÜLLENDİRİLDİ

Koruma ordusuyla gelen Erdoğan’ı protesto eden bir iŞçinin markette tokatlandığını öbürünün de yerde tekmelendiğıni anımsatan Terkoğlu, "Katliamı protesto edenlerin gözaltına alınması yetmedi, eyleme giden memurlar fişlendi. Soma işçilerinin gönüllü avukatları çeşitli bahanelerle tutuklanırken, işçi tekmeleyen Erdoğan’ın müşaviri Almanya’ya ateşa yapıldı. Kapatılan madendeki işçilerin tazminatları yıllarca ödenmezken, Soma faillerinin adı tazminat listelerinde yer buldu. Kısacası maden işçileri öldüğünde şehit oluyorsa, şehitlerin hatırasını savunanlar iktidar tarafından lanetleniyordu." diye yazdı.

YARGI PATRONLARA ÇALIŞTI

Yargının göstere göstere patronlara çalıştığını belirten Terkoğu, süreci şöyle anlattı:

"Savcılık, şirket sahibi Can Gürkan ve yöneticiler hakkında “olası kasıt”la dava açmıştı. Eğer, kanaat böyle olsaydı, alınacak ceza her bir madenci için 301 defa artırılabilecekti. Görünürde yargı aman vermiyordu. Hafızanın geçiciliğine güvenmekten olsa gerek... Sanıklar, yavaş yavaş kapıya yaklaştırıldı.

Aslında 2017 yılına geldiğinde, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki yargılama, nihayete yaklaşmıştı. Avukatların savunmalarıyla, bilirkişi raporlarıyla, tanık ifadeleriyle, somut delillerle; davadaki hava, sanıkların aleyhindeydi. Ortaya çıkan tablo, bile bile lades dendiğini söylüyordu. Kapasite fazlası üretim yapılmış, geliyorum diyen kazaya önlem alınmamış, bakanlık bürokratları da olan biteni izlemişti.

Ancak savcı “nedense” esas hakkındaki görüşünü bir türlü sunamadı. Söylenene göre, mahkeme heyetinin ağır bir ceza verebileceği konuşuluyordu. Bu nedenle dava geciktirilmeye çalışılıyordu.

Beklenen oldu da...

Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK), mahkeme başkanını başka yere tayin etti. Ardından yeni bir heyet kuruldu.

Savcılık da davanın başlangıcındaki görüşünü değiştirdi. “Bilinçli taksirle cezalandırılma” talep etti. Bu daha hafif, tabiri caizse “patron ve yöneticileri kurtaran” bir suçlamaydı. Dikkatsizlikle yolcuların ölümüne neden olan bir otobüs şoförüne verilecek cezayla aynıydı.

Değişen mahkeme heyeti, bekleneni yaptı. Soma Holding patronu baba Alp Gürkan beraat ettirilirken oğul Can Gürkan’a, Temmuz 2018’de 15 yıl ceza verildi. Gürkan, bu karardan dokuz ay sonra da tahliye edildi.

Kurtarılması gerekenler kurtarılmıştı!

Derken, “Ankara’da hâkimler var” dedirten bir şey oldu. Yargıtay 12. Ceza Dairesi, oybirliğiyle, 30 Eylül 2020’de, bu kararı bozdu. Can Gürkan’ın da aralarında bulunduğu dört sanığa, “olası kasıtla 301 kez öldürme ve 162 kez yaralama” suçundan ceza verilmesini istedi. Yargıtay hâkimleri, “kaza değil cinayet” diyordu. Sanıklar, davanın başlangıcında önerildiği gibi, binlerce yılla cezalandırılabilecekti.

İşte bu andan sonra Türk hukuk tarihinde görülmemiş bir olay oldu. Hükümet, açıkça patronlar lehine, sürece yine müdahale etti. Kararı veren beş kişilik Yargıtay heyetinden üçü görevden alındı. Yerlerine hükümetle birlikte çalışmış üç bürokrat, eski Adalet Bakanı ve Müsteşarı Kenan İpek, eski HSK Genel Sekreteri Fuzuli Aydoğdu ve eski Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Mustafa Yapıcı atandı.

“Geçmiş gitmiş” demeyin. Beklenmedik olaylar sürüyordu. 8 Ocak 2021’de, Yargıtay savcıları, Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin kararının bozulmasını istedi. Yeni gelen üç kişi sayesinde istenen oldu. Yargıtay’daki heyet, eski kararını iptal edip, Can Gürkan’ı rahatlatacak şekilde, “bilinçli taksirle öldürme”den ceza verilmesini istedi.

Yerel mahkeme de istenileni yaptı. 17 Haziran 2021’de Gürkan’a 20 yıl ceza verdi. Öteki sanıklar da kendilerini kısa sürede dışarı çıkaracak cezalarla kurtuldu."

PATRONLAR KURTARILDI, SOMAYI SAVUNAN AVUKATLAR CEZALANDIRILDI

O gün, mahkeme kapısında, işçilerin avukatı Can Atalay “Bu insanlar kendi acılarını soğutmak için yedi yıldır adalet diye tutunuyorlar. Bu acı dinmez.” sözlerini anımsatan Terkoğlu, "Beterin beteri varmış. Soma’nın sorumluları dışarı çıktı ama bu sözleri söyleyen Atalay, Gezi davasından tutuklandı. Soma işçilerinin öteki avukatı Selçuk Kozağaçlı ile aynı cezaevine kondu. Soma davası bize, Bartın’da olacakları söylüyor." ifadelerini kullandı

 
 

İlgili Haberler