Gençler belirsiz bir geleceğe yelken açıyor

Gençler belirsiz bir geleceğe yelken açıyor

Eğitim sistemindeki belirsizlik devam ediyor. Eğitim adına sorulan sorulara Millî Eğitim Bakanlığı kulak tıkamış durumda. Geçen hafta sayın bakan malum bazı yayın kuruluşlarının yöneticileri ile bir araya geldi. Gazetelerin yazarları sayın bakanın tüm sorularını, içtenlikle cevaplandırdığını ballandıra ballandıra yazıyorlar. Aynı durumu tüm bakanlıklarda da gözlemlemek mümkün. Soru soran muhabirin yanağı okşanıyor. Sen kimin muhabirisin diye soruluyor. Bu tavırlar hiçbir şeyi çözmez. Son 15 yılda hükümet eğitime tek bir gözlükten bakmakta. İmam-hatiplerin sayısını nasıl artırırım ve devlet okullarının tamamını nasıl imam-hatip formatına geçirebilirim çabası içerisinde. Türkiye''de Anayasamızda parasız ve zorunlu olan temel eğitim neredeyse "paralı ve zorunsuz" hale getirildi. Açık ortaokul ve açık lise Türkiye''nin eğitim sistemine konmuş iki bomba. Geçen hata yazdım 1 milyon 700 bin öğrenci, okullarını terk ederek açık liseye devam ediyor. Bir tek sorunlu bu konuda açıklama yapmıyor. Eğitimin içinde bulunduğu, acil çözüm bekleyen sorunları bakanlığın kapısından içeriye girmiyor. Bunların başlıcalarını 1. Dinci siyasal politika, 2. Okullar arasında eşitsizlik, 3. Eğitimin finansmanı, 4. Okullaşma oranları, 5. Kızların eğitimi, 6. Açık ortaokul, açık lise, 7.Okulöncesi eğitimde okullaşma oranları, 8. İmam-hatipler, 9.Öğretmen sorunları, 10. Eğitimin yönetimi olarak sayabiliriz.

Açık lise diye bir şey olabilir mi?

Burada ülkemiz için en tehlikeli olan birkaçını irdelemek istiyorum. Açık eğitim standart eğitim politikası olamaz! Açık ortaokul ve açık lise bu hükümet tarafından yaygınlaştırıldı ve neredeyse standart bir eğitim politikası haline getirildi. Gerçekte ortaokul zorunlu eğitim kapsamındadır. Zorunlu olan bir şeyi "açık" hale getirmek örtülü olarak onu zorunlu olmaktan çıkarmak demektir. Bir hükümet bu yolu niçin dener? Tahminler: Kur''an kurslarını yaygınlaştırmak için, merdiven altı din eğitimini medrese-sibyan adı altında oluşumlarla güçlendirmek için, kızları eğitimin dışına teşvik etmek için, eğitim masraflarından kısıntı yapmak için! Bunları hepsi de tehlikeli yollar ve eğitim sistemine uzun vadede tamiri imkansız zararlar verebilir.

Bir başka tehlike

Eğitimci Alaaddin Dinçer, eğitim adına bir tehlike konusunda beni uyardı. ''Her yıl yüz binlerce öğrencinin mezun olduğu ortaöğretimde 2016 -2017 yılına gelindiğinde sayı 1 milyonun üzerine çıkmış bulunmakta. 2020 - 2021 eğitim yılında sayının437 bin 640 artışla 1 milyon 593 bin 824''e ulaştığı görülmekte. Bu artışın tamamından fazlası (446 bin 356) genel öğretim okul türü mezunlarından oluşmakta. Bir önceki yıla göre artışın hangi kaynaktan geldiği ise bilinmemekte.

Peki, ne oldu nasıl oldu? Ve mezun öğrenci sayısı bir yılda yüzde 37.85 arttı. Nereden geldi bu artış? Yaptığımız bütün geçmiş veri istatistik incelemelerine rağmen, artış farkının nereden geldiğini bulamadık. Bakanlığın bu duruma mutlaka bir açıklama yapması gerek. 12. sınıfta okuyanlar ile mezunlar arasındaki fark son iki yıla kadar 50 ila 100 bin arasında olurken, son iki yılda farkın 2019- 2020''de 224 bin 376, 2020-2021 yılında 594 bin 500 olduğu görülmekte. Ayrıca 12. sınıfta okuyan öğrenci sayısı içerisinde kadın öğrenciler 2016 -2017 yılında 705 öğrenci daha fazla iken, 2020-2021 yılında 35 bin 282 öğrenci azalma göstermekte. Mezun sayısında görülen bu büyük artışın üç nedeni olabilir.

Birinci neden, sayılarda hesap hatası yapılmış olması, ikinci neden T.C. vatandaşlığına geçirilmiş olana diploma verilmiş olması, üçüncü neden pandeminin yoğun yaşandığı bu iki yılda uzaktan öğretim yoluyla yapılan sınavlarda açık öğretimde okuyanların mezun sayılması.

Sonuç olarak, eğer bir hesap hatası yoksa son iki yılda ortaya çıkan bu mezun farkının nereden geldiği, nasıl oluştuğu ve bu mezunların kimler olduğu açıklanmalıdır. Bu yıl YKS''de barajların kalkması, başvuran sayının 3,2 milyona ulaşmasının bu mezunlarla ilişkisinin de açıklığa kavuşturulması gerekmekte. Asıl aydınlatılması gereken bir diğer hususta, bu ''torpilli mezuniyet'' uygulamasının akademik olmaktan çok seçimlere yönelik siyasi mühendislik çalışması olup olmadığının açığa çıkarılmasıdır". Açıklamasında bulundu. Bakalım yetkililer bu duruma nasıl bir açıklama getirecekler. Yoksa, evde oturan kişinin bilgisi dışında, o evde yaşıyormuş gibi gösterilen yabancı kişiler hakkında sessiz mi kalacaklar.

Yazarın Diğer Yazıları