Seçim için ülke son düzlüğe çıktı. İktidarı, kaybetme korkusu sardı. Ne yapacağını şaşırmış durumda. Uzaydan, yer altı zenginliğine her türlü ülke kaynağını seçim propagandası için kullanmaya başladı. Uzaya gidecek olan kişiler, Gabar dağında petrol müjdeleri seçim meydanlarında vatandaşlara duyuruluyor. Ülkenin zengin olacağı, herkesin mutlu olacağı ballandırıla ballandıra anlatılıyor. Fakat hayat pahalılığından hiç bahsedilmiyor. 20 yıldır yapılamayan, bulunmayan petroller bir anda bulunuyor. Umut yirmi yıl sonra için verileceği halka anlatılıyor. Kurumların başarıları sıralanıyor. Kızılay'ın yaptıkları başka bir ülkede gerçekleşmiş gibi duyurulmuyor.

Mitinglerde yapılan açıklamalar kitleleri, yeterli derecede tatmin etmiyor. Bunun farkına varan iktidar, cami ve din olgusunu kullanmaya başladı. Siyaset hayatına cami önlerinde beyanat vermeyi armağan eden iktidar. Şimdi cami içinde miting yapmaya başladı. Geçmişte yapılan yerel seçimlerde dini istismar ederek oy isteyen adaylar ve milletvekilleri, Bu görevlerini iktidarın başına devretmiş görülüyor.

Dini siyasete alet etme

CHP Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, AKP'lilerin dini siyasete alet eden sözlerini bir araya getirdi. Bulut'un Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan rektörlere kadar uzayan listesinde dikkat çekenler şöyle:

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan: O hainler F-16'larla uçtular. Zannettiler ki Cumhurbaşkanı Tarabya'dadır. Bilmiyorlardı ki o mağaranın önünü örümcek ağları örer, göremezsin ve göremediler.

TBMM Millî Savunma Komisyonu Başkanı ve AKP Sivas Milletvekili İsmet Yılmaz: "Hilmi Bilgin'e desteğinizi bekliyorum. Hilmi Bilgin'e vereceğiniz destek, yarın ruz-i mahşerde (kıyamet günü) beraat belgelerinizden (kurtuluş) biri olacak diye düşünüyorum.

AKP İstanbul Milletvekili Oktay Saral: Allah, Başbakanımızı bizim başımıza nasip ettiği için her gün iki rekat şükür namazı kılmamız gerekir.

AKP Çorum Milletvekili Murat Yıldırım: Erdoğan ümmetin lideri.

AKP Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin: Erdoğan'a dokunmak bile ibadettir.

AKP Düzce Milletvekili Fevai Arslan: Erdoğan Allah'ın tüm vasıflarını üstünde toplayan bir lider.

AKP Çorum Milletvekili Agâh Kafkas: Başbakan sözü peygamber sünneti.

Eski Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış: Ülkemizde eğer Urfa şanlıysa, Antep gaziyse, Maraş kahramansa, Rize, İstanbul ve Siirt de mübarektir. Çünkü bu 3 şehir, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük liderinin doğmasına vesile olmuştur.

AKP Siirt Milletvekili Yasin Aktay: Erdoğan'ı görünce salavat getiririz.

AKP Bursa Milletvekili Efkan Ala: Peygamber hata yaptı, biz yapmadık.

AKP İstanbul Milletvekili Metin Külünk: Peygamberlerin de diploması yoktu.

Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Taşaltın: İslami olarak cumhurbaşkanına itaat etmek farzı ayın'dır. Karşı gelmek de harpten kaçmak manasına gelir, haramdır.

Kadınlar sandıkları patlatacaklar

İktidarı değiştirecek en önemli gücün gençler ve kadınlar olduğu gerçeği bütün siyasetçiler tarafından kabul ediliyor. Bilindiği gibi 6 milyon genç ilk defa sandık başına gidecek oy kullanacak, geleceğini belirleyecek. Seçimde son durağa girilince Memleket Partisi'ne oy vereceğini beyan eden gençler, son günlerde geleceklerini değiştirecek muhalefet lideri Kılıçdaroğlu'na döndüler. Memleket Partisi'ne verilecek oyların, iktidara fayda sağlayacağını sesli olarak dile getirmeye başladılar. Kadınlara gelince, eğitim konusu onları çok ilgilendiriyor. Her mahalleye kreşlerin açılması, öğrencilere iki öğün yemek verilmesi. Okullarda 4+4+4 sisteminin kaldırılması. Sınavların kaldırılması, not sisteminin yürürlüğe girmesi. Parasız eğitimin gerçek düzeyde uygulanması. Köy okullarının açılması. YÖK'ün kaldırılması. Eğitimde denetim sisteminin uygulanması. Yöneticilerin liyakat esasına göre seçilmesi. Öğretmen akademilerinin açılması. İyi insan yetiştirilmesi. Tarikatların eğitim sisteminden çıkarılması. Üniversite sınavlarının başarı odaklı olması. Öğrencilere en az iki yabancı dil öğrenmeleri. Sınıf sayılarının sınırlandırılması gibi söylemler kadınlar tarafından öne çıkarılıyor. Görüştüğümüz kadınlar kreş, yemek, sınav konusunda çok zorlandıklarını, eğitim açısından yapılacakların kendilerini rahatlatacağını, çocuklarının beslenme konusunun ortadan kalkacağını dile getirdiler. Bunları düşünerek sandığa gideceklerini söylediler.