İftarda konuşan Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a gönderme yaptı. Evinizi yapacağız, dükkanınızı yapacağız. Sizden bir kuruş dahi almayacağız

İftarda konuşan Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a gönderme yaptı. Evinizi yapacağız, dükkanınızı yapacağız. Sizden bir kuruş dahi almayacağız
Adıyaman'da depremzede vatandaşlarla iftar yapan Kılıçdaroğlu, "Siyaset zenginleşme aracı değil, halka hizmet etme aracıdır. Evinizi yapacağız, dükkanınızı yapacağız. Sizden bir kuruş dahi almayacağız" dedi.

CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu Adıyaman''da depremzedelerle iftar yaptı.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu tarafından düzenlenen iftara İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan da katıldı.

İftar programında konuşan Kılıçdaroğlu, deprem bölgesini yeniden inşa etmek için bir yıl süre ve yaşanan sorunlardan sonra helallik isteyen Erdoğan''a gönderme yaptı. Siyasetin zenginleşme değil hizmet aracı olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Evinizi yapacağız, dükkanınızı yapacağız. Sizden bir kuruş dahi almayacağız. Bizim helalleşmemiz böyle olacak" dedi.

Kılıçdaroğlu''nun konuşmasından satırbaşları şöyle: 

BU MİLLETİN SORUNLARINI ÇÖZMEYE KARARLIYIZ

Az önce, ev sahibi Temel bey, son derece açık ve net bir konuşma yaptı. Konuşmada birlikten bahsetti. Siyasetin bir yarış alanı ama iyilikte yarış alanı olduğunu söyledi. Karşılıklı suçlamaların bir işe yaramadığını, asıl olanın bu memleketin sorunlarını çözmek olduğunu dile getirdi. Hepinizin huzurunda, ev sahibi Sayın Karamollaoğlu’na yürekten teşekkür ederim. Millet İttifakı olarak tek bir şeye kilitlendik: Bu milletin sorunlarını çözmeye kararlıyız. Beraber çözeceğiz. Birlikte çözeceğiz.

KUL HAKKI YEMEYEREK BU MEMLEKETE HİZMET EDECEĞİZ

Kamplaşma olmadan; birbirimizi kucaklayarak, birbirimize sevgi ve saygı göstererek, kul hakkı yemeyerek bu memlekete hizmet edeceğiz. Bunu söylerken; şunu bilmenizi isterim: Belediye seçimlerinde dediler ki, ‘CHP’li belediyelere oy verirseniz, şu olur, bu olur’ bir sürü iftira attılar. Ama, belediye başkanlarımız seçildi, hiçbirisi kul hakkı yemedi. Bütçeleri düşmesine rağmen, daha büyük yatırımlar yaptılar, fakirin yanında oldular, herkese hizmet ettiler, hiçbir ayrım yapmadılar. Onlardan birisi de yanımızda, Sayın Mansur Yavaş.

AYRIMCILIK YOK BİZİM KİTABIMIZDA

Bu ülkenin sorunlarını çözmeye kararlıyız. Ayrımcılık yok bizim kitabımızda. İnsan, Allah’ın yarattığı en değerli varlıktır. Siyaseten biz bütün insanlara hizmet etmeyi, bir onur ve gurur vesilesi kabul ederiz. Yeter ki bu ülkede, bu güzel vatanımızda; hiçbir çocuk yatağa aç girmesin, her evde huzur olsun, bereket olsun. Arzumuz budur.

''VATANDAŞIN PARASI, KURU SOĞANA YETMİYOR'' DEDİĞİM ZAMAN, SOĞANLA ALAY ETTİLER

İnsanımız acı içinde. Bunun farkındayız. Büyük acılar yaşandığını gayet iyi biliyoruz. Vatandaşın parası, kuru soğana yetmiyor dediğim zaman, soğanla alay ettiler. Geçmişte bizde de olurdu. Yardım alanlar, ‘makarnacı’ diye bir anlamda eleştirilirdi, dalga geçilirdi. Bütün bunları aşarak, açık ve net söylüyorum; Allah nasip eder, sizlerin oyları ile iktidara geldiğimizde, hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği, güzel bir Türkiye’yi inşa edeceğiz. Yeri geldiğinde eleştiri yapıyoruz. Yeri geldiğinde kendi hatalarımızı da söylüyoruz. Yeri geldiğinde, ‘kusurumuz varsa, gel helalleşelim’ diyoruz. Çünkü biz insan olarak, birbirimize muhtacız. Birlikte olmalıyız, kucaklaşmalıyız. Ve Türkiye’nin sorunlarını çözmeliyiz.

KUL HAKKI YİYENLERE OY VERMEYİN

Hakkın, hukukun ve adaletin olmasını istiyorsanız, ayın 14’ünde, 14 Mayıs’ta sandığa gideceksiniz; haktan yana, hukuktan yana, adaletten yana oy kullanacaksınız. Bu işin çözümü budur. Kul hakkı yiyenlere oy vermeyin. Kul hakkı yiyenlere oy vermek, kul hakkı yiyenlerle ortak olmak demektir. Bu kadar açık, bu kadar net söylüyorum. Millet İttifakı olarak şu sözü verdik: Her kuruşun hesabını vermek boynumuzun borcudur. Vergi olarak ödediğiniz her kuruşun hesabını size vermek bizim boynumuzun borcudur. Parayı yerinde harcayacağız. Ve hesabını vereceğiz. Siyaset zenginleşme aracı değildir, halka hizmet etme aracıdır.

EVİNİZİ, DÜKKANINIZI YAPACAĞIZ SİZDEN BİR KURUŞ ALMAYACAĞIZ

Geldiler, size söylediler. Dediler ki, ‘Size ev yapacağız, iki yılı ödemesiz olacak, 20 yıl taksitle yaptığımız harcamaların parasını geri alacağız.’ Biz, Millet İttifakı olarak şunu söylüyoruz: Siz evinizi alırken, dükkanınızı alırken, 23 ayrı belgede 42 imza vardı. İnşaat mühendisinden tutun, mimarına kadar; fizik mühendisinden tutun, jeologa kadar… Herkesin imzası vardı. Siz sadece tapuya gittiniz, tek imza attınız. Ben bu evi, dükkanı satın alabilirim. Devletin güvencesi altında, onun çıkardığı yönetmelikler çerçevesinde, ‘bu bina depreme dayanıklıdır’ diye size söz verdiler, siz de gittiniz devlete güvendiniz aldınız. Ama deprem oldu, verilen sözlerin doğru olmadığı, o belgeye imza atanların da doğru imza atmadığı… Sizler hayatlarınızı kaybettiniz, yakınlarınız hayatlarını kaybetti. Şimdi size, ‘Gelin helalleşelim’ diyorlar. Biz sizden helalliği şöyle isteyeceğiz: Evinizi yapacağız, dükkanınızı yapacağız, ahırınızı yapacağız. Sizden bir kuruş dahi almayacağız. Ondan sonra geleceğiz, anahtarlarınızı teslim ederken diyeceğiz ki, ‘yakınınız kaybettiniz, öleni geri getirmek mümkün değil, ama size evinizi, dükkanınızı, ahırınızı yaptık, anahtarınızı teslim ediyoruz, gelin şimdi helalleşelim.’ Bizim helalleşmemiz böyle olacak.

BENİM SÖYLEDİĞİM; ANAYASAYA, İNSAN HAKLARINA, HAKKA, HUKUKA VE ADALETE UYGUN

Bölgenin dramını biliyoruz. Bunların tamamını çözeceğiz. ‘Para nerede?’ diye soruyorlar. ‘Parayı nereden bulacaksınız.’ ‘Ben ‘yapacağım’ diyorum, iki yılı ödemesiz, sonra 20 yılda alacağım’ diyor. Ben de diyorum ki, ‘yapacağız, zaten yaptık parayı da almayacağım kardeşim, ne diyorsun sen’ diyeceğiz. Benim söylediğim; anayasaya, insan haklarına, hakka, hukuka ve adalete uygun. Böyle yaparsınız, mesele biter. Bunu herkesin bilmesini isterim.

YAPACAK OLAN İTTİFAKIN ADI, MİLLET İTTİFAKI

Ramazan ayı… Güzel bir ay, manevi duygularımızın zenginleştiği bir ay. Kucaklaştığımız bir ay. Dertlerimizi paylaştığımız bir ay. Dostluğumuzu büyüttüğümüz, kucaklaştığımız, kardeşçe geçindiğimiz  bir ay. Dolayısıyla bu ayın, hepimiz için Türkiye için, bütün İslam dünyası için hayırlı olmasını dileriz. Acıların olmadığı, herkesin güler yüzle yaşadığı; sokaklarında, caddelerinde helalleştiği, kucaklaştığı güzel bir Türkiye’yi inşa edeceğiz. Bunu yapacak olan ittifakın adı, Millet İttifakı.

TÜRKİYE HEPİMİZİN TÜRKİYE’Sİ

Ayın 14’ünde, Mayısın 14’ünde ‘işim var, sandığa gidemiyorum’ demeyeceksiniz. Komşunuzu ikna edeceksiniz. Komşunuzu ikna edeceksiniz, beraber gideceksiniz. Türkiye hepimizin Türkiye’si. Türkiye bu kadar yoksulluğu çekmeye tahammül edemiyor. Her evde bereket, gelir, güvence olacak, huzur olacak. Her evde huzur olacak ki, Türkiye’de de huzur olacak. Sokakta da huzur olacak. Siyaset zenginleşme aracı değildir.

HAZİNEDEN ÇALIŞANAN 418 MİLYAR DOLARI GETİRECEĞİM VE BU MİLLETİN CEBİNE KOYACAĞIM

Parayı nereden bulacaksın’ diye soruyorlar. Hazineden çalınan 418 milyar doları getireceğim ve bu milletin cebine koyacağım. ‘Parayı nasıl alacaksın’ diyorlar. Hiç endişe etmeyin. Bu kardeşiniz, son kuruşuna kadar alacak. Son kuruşuna kadar, alacak ve getireceğiz. Sanıyorlar ki, ‘çaldık götürdük, Kılıçdaroğlu onu bulamaz.’ Bulurum, bulurum. Fizan’a götürseler bulacağım. Bir kısmını değil, tamamını getireceğim. Bu milet zenginleşecek. Dolayısıyla çalanın yanına bırakmayacağız. Millet İttifakı liderlerinin ortak özelliği o. Çalanın yanına bırakmayacağız. Kul hakkı yiyenden, ‘Bir dakika kardeşim’ diyeceğiz, ‘sen bu parayı götürdün, millete vereceğiz.’ Para milletin parasıdır.”

İlgili Haberler