Egemenlik kayıtsız şartsız Erdoğan'ın mı?

23 Nisan 1920'de Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin genel kurulu salonunda dev slogan vardır; "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir."

Erdoğan ikinci kez cumhurbaşkanı seçilince ucube "Tek Adam Rejimi" uygulaması başladı.

Meclis'in, "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" gücü "Cumhurbaşkanına" devredildi.

Meclis çiğnendi;

Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye ilişkin 32 ülkenin kabul ettiği İstanbul Sözleşmesi, Mayıs 2011'de İstanbul'da kabul edildi.

İstanbul Sözleşmesi, 2011'te Başbakan Erdoğan iktidarı tarafından "Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi" Meclis'e sunuldu.

AKP, CHP, MHP ve BDP'nin uzlaştıkları sözleşme "246" kabul, "sıfır" ret oyu ile kabul edildi. Ancak;

Erdoğan imzası ile yayınlanan "3718 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı" ile Türkiye İstanbul Sözleşmesi'nden ayrıldı.

Anayasanın "Milletlerarası Andlaşmaları Uygun Bulma" başlıklı 90'ıncı Maddesi şöyle:

- "Türkiye Cumhuriyeti adına Yabancı Devletlerle ve Milletlerarası Kuruluşlarla yapılacak andlaşmaların onaylanması, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin onaylamayı bir kanunla uygun bulmasına bağlıdır."

 "Cumhurbaşkanlığı Kararı" için diyorum ki;

- Erdoğan'ın yasaları iptal etme yetkisi yoktur.

- Anayasa hükmü çiğnenmiştir, karar "Yok" hükmündedir.

- İstanbul Sözleşmesi sadece Meclis tarafından yasa ile kaldırılabilir.

Erdoğan bu karar ile ayrıca Meclis'in;

"Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" ilkesini;

"Egemenlik kayıtsız şartsız benimdir" diyerek yok etmiştir.

"Şükran arz etme" faciası;

Cumhurbaşkanı Erdoğan gece yarısı yayınladığı karar ile göreve atadığı Naci Ağbal'ı sadece 4 ay sonra aynı yöntemle azletti.

Biliyorsunuz; Hazine Bakanı damat Berat Albayrak Instagram hesabından yayınladığı mesajla kaçıp kayboldu.

Erdoğan'ın son 20 ayda Merkez Bankası kararları;

- Başkan Murat Çetinkaya; Erdoğan'ca "Laf dinlemiyor" diye azledildi,

- Başkan Murat Uysal Erdoğan tarafından "Laf dinledi" diye azledildi,

- "Damat bakan Albayrak'ı Erdoğan'a gammazlayan Naci Ağbal Başkan oldu ama o da "Laf dinlemiyor" diye azledildi.

Damadın ahı tuttu demek ki…

Ağbal, Tweet atarak dedi ki;

- "Sayın Cumhurbaşkanımıza, Bugün itibariyle görevden alınmam nedeniyle de şükranlarımı arz ediyorum."

Azledilme için "şükranlar arz etmek" nasıl bir kişiliktir?

Bahçeli "Andımız" çağrısı yapar mı?

Yargıtay Cumhuriyet eski savcısı ve avukat Ömer Faruk Eminağaoğlu ile Yeniçağ TV'de Cuma günü söyleşi yaptım. Eminağaoğlu, "Yasaklar yasa ile konur. Andımızın okunması için hiçbir hukuki engel yoktur" dedi.

Eminağaoğlu özetle dedi ki;

- "Ulusal andı yasaklayan bir kural yok. Artık andımızı düzenleyen bir yönetmelik yok. Bu durumda andın okutulması konusunda, başta, "Andımız okunmalı" diyen partilere, dava açan sendikalara, üyelerine ve tüm öğretmenlere çağrı yapıyorum;

- Andımızı her sabah okullarda öğrencilerinizle okuyun…

- Ulusal andımız okuttu diye, hiçbir öğretmene disiplin soruşturması açılamaz.

- Açılması da hukuk dışı olduğundan, öğretmenlerimize her türlü hukuksal destekle yanlarında olduğumu belirtiyorum."

Eğitim İş Sendikası da destek verdi;

Eminağaoğlu ile yaptığım Yeniçağ TV söyleşisinden sonra Eğitim-İş Sendikası Merkez Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Yıldırım başkanlığında toplanarak şu kararı öğretmenlere gönderdi:

- "Her gün ilk derse başlama öncesinde kaldırılan düzenlemede olduğu şekliyle öğrencilerle birlikte okunmasına karar verildi."

Bu haklı çağrılar üzerine yeniden seçilmesi üzerine MHP liderini kutlayarak diyorum ki; Devlet Bahçeli tüm öğretmenlere şu çağrıyı sen de yapar mısın?

"Yasak yok. Okullarda, öğrencilerimizle Andımızı okuyun"

Not: Türk basınının usta kalemi merhum ağabeyim Bekir Coşkun'un, İzmir'de adını taşıyan parka dikilen heykeli, gazeteci düşmanı şerefsizlerin saldırısına uğradı. Şiddetle, nefretle kınıyorum.

Yazarın Diğer Yazıları