Akbelen'i yok eden maden şirketi: Kömür rezervi bitene kadar kazacağız

Akbelen'i yok eden maden şirketi: Kömür rezervi bitene kadar kazacağız
Akbelen’deki ağaç katliamının ardından Maden Platformu’ndan açıklama geldi. Maden Platformu Sözcüsü Mehmet Yılmaz, “Kömür rezervi bitene kadar kazacağız” dedi.

Muğla Milas'taki Akbelen Ormanı'nda Limak Holding ve IC Holding ortak iştiraki olan YK Enerji'nin kömür sahasını genişletmek için başlattığı ağaç katliamı devam ederken Türkiye madencilik sektörünün çatı örgütlenmesi olan Maden Platformu’ndan dikkat çeken açıklama yapıldı.

Maden Platformu Sözcüsü Mehmet Yılmaz, “Dünyada madenlerinden vazgeçip onları yeraltında bırakan bir ülke yok. Gelişmiş ülkelerde madencilik nasıl yapılıyorsa biz de aynı şekilde maden çıkarılan bölgenin havasına, suyuna, toprağına zarar vermeden, madenlerimizi bulundukları yerden çıkarıp ekonomik ve sosyal kalkınmamız için değerlendirmek zorundayız.” dedi.

MADENCİLERİN YER SEÇME LÜKSÜ YOK

Madencilerin diğer yatırımcılar gibi yer seçme lüksü bulunmadığına dikkat çeken Yılmaz, “Madenleri bulunduğu yerden çıkarmak zorundayız. Bir köprüyü, bir yolu, bir fabrikayı, bir yapıyı başka bir yere yapabilirsiniz bir ağacı, bitkiyi başka bir yere fazlası ile dikebilirsiniz ama madenin bulunduğu yeri değiştiremezsiniz. Bu evrensel gerçeği göz ardı ederek madenciliği doğa düşmanı bir faaliyet olarak gösterilmesine yönelik açıklamalar sektörün itibarsızlaştırılmasına neden olmaktadır.” şeklinde konuştu.

“EKONOMİMİZİN İHTİYAÇLARINI NASIL KARŞILAYACAĞIZ?”

Madencilik konusunda yeterli bilgi ve veriye sahip olmadan, bazı yanlış algıların ön plana çıkarılarak sektörün tamamının ‘doğa düşmanı’ ilan edilmesinin büyük bir haksızlık olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Unutmayalım ki, günlük yaşamımızda kullandığımız tüm araç ve gereçler, sahip olduğumuz modern yaşam madencilerin yerkabuğundan çıkardıkları madenler sayesinde mümkün olabilmektedir.” diye konuştu. Yılmaz, şöyle devam etti:

“Toptancı bir bakış açısıyla madenciliği kötülemeye ve itibarsızlaştırmaya yönelik söylemler nedeniyle kendi yeraltı zenginliklerimizi araştıramaz ve keşfedilenleri bulundukları yerden çıkaramaz hale geldik. Madenleri bulunduğu yerden çıkarılmasını ‘doğa düşmanı bir faaliyet’ ilan edip madenciliği yapılamaz hale getirerek ekonomimizin ve vatandaşlarımızın enerji, hammadde ve ara mal ihtiyacını nasıl karşılayacağız? Bu nedenle madenciliğin ölçülü ve dengeli bir bakış açısı ile ele alınması gerekiyor. Madencilik sektöründe faaliyet gösteren 18 birlik ve dernek olarak ülkemizin maden ihtiyacını karşılarken önce insan ve çevre diyoruz Madencilik sektöründe faaliyet gösteren 18 birlik ve dernek olarak ülkemizin maden ihtiyacını karşılarken ‘önce insan ve çevre’ diyoruz. Madenciliğin ülke ekonomisi ve toplumumuzun refahı için vazgeçilmez bir faaliyet olduğunu kamuoyunun dikkatine sunmak istiyoruz.”

i.jpg

ORMAN ALANLARIMIZDA MADENCİLİĞİN PAYI

Açıklamanın devamı ise şöyle:

Ormanlık alanlarda ağaç kesme dahil olmak üzere madencilik amaçlı tüm faaliyetler için Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan izin alınması zorunludur. Bakanlık onayı alınmadan herhangi bir işleme başlanması mümkün değildir.

Ülkemizdeki orman alanlarının binde 3’ü tüm madencilik faaliyetleri için geçici olarak kullanılmaktadır. Ormanları gençleştirmek amacıyla Dünya’da ve Türkiye’de her sene ormanlardan ağaç kesimi yapılmaktadır. Orman Genel Müdürlüğü tarafından ormanlarımızın üretim kapasitesi göz önüne alınarak 2022 yılında 25,5 milyon m³ endüstriyel odun, 4,5 milyon m³ yakacak odun üretimi olmak üzere toplam 30 milyon m³ kesimi gerçekleştirilmiş olup kesilen 100 bin ağaçtan sadece 1 tanesi madencilik faaliyetleri için kesilmektedir.

Orman alanlarında gerçekleştirilen madencilik faaliyetleri için geçici olarak kullanılan alanlar Orman Genel Müdürlüğü’nün onayladığı rehabilitasyon projesine göre rehabilite edilerek Orman İdaresine teslim edilmesi yasal bir zorunluluktur. Ülkemizde rehabilite edilerek doğaya yeniden kazandırılmış pek çok maden sahası bulunmaktadır. Türkiye’de 2022 yılında toplam 830 milyon ton maden çıkarıldı. Yerin altındaki madenlerimizi çıkarıp maden çıkarılan alanları ilgili yasaların öngördüğü şekilde rehabilite edip tekrar doğaya kazandırarak vatandaşlarımızın maden taleplerini karşılamak zorundayız.

ENERJİ ÜRETİMİNDE KÖMÜRÜN PAYI

2022 yılı itibariyle birincil enerji tüketiminde fosil yakıtların payı (petrol, doğal gaz ve kömür) Dünya’da ve Türkiye’de yüzde 83’tür. 2022 yılında Dünya kömür üretimi yaklaşık 8.5 milyar ton olup, Türkiye’nin Dünya kömür üretimindeki payı yaklaşık yüzde 1’dir. 2022 yılında Türkiye’de elektrik üretiminde kömürün payı yüzde 34,6, doğal gazın yüzde 22,2, su kaynaklarının yüzde 20,6, rüzgarın yüzde 10,8, güneşin yüzde 4,7, jeotermal enerjinin yüzde 3,7 diğer kaynakların payı ise yüzde 3,3’tür.

1690986014100-sadasd.jpg

“KÖMÜR REZERVLERİ BİTENE KADAR KAZANACAĞIZ”

2022 yılı itibariyle 328 milyar KWh olan elektrik tüketimimiz, 2035 yılında ise 510 milyar KWh seviyesine ulaşması beklenmektedir. Fosil yakıtlara %83 oranında bağımlı olan ülkemizin kısa zamanda bu bağımlılığını %40’lara düşürmesi söz konusu olamaz. Türkiye'nin fosil yakıtlardan aşamalı olarak çıkmasından başka seçeneği yoktur.

Türkiye’nin toplam elektrik ihtiyacının yüzde 2,5’ini, Ege Bölgesi’nde kullanılan elektriğin yüzde 62’sini karşılayan Muğla’daki kömür santrallerinin mevcut kömür rezervleri bitinceye kadar çevre standartlarına uygun olarak yörenin havası, suyu ve toprağına zarar vermeyecek şartlarda üretimlerine devam etmesi sanayimiz ve bölgede yaşayan vatandaşlarımız için önem arz etmektedir.”

242724.jpg

İlgili Haberler