Depremdeki can kayıplarından dolayı Erdoğan ve bakanlar hakkında suç duyurusu

Avukat Hüseyin Cimşit, Kahramanmaraş merkezli depremlerindeki can kayıplarında sorumluluğu bulunduğu iddiasıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birçok yönetici hakkında suç duyurusunda bulundu.

Avukat Hüseyin Cimşit, 40 binden fazla insanın hayatını kaybettiği on binlercesinin yaralandığı Maraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlere dair Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı''na dilekçe verdi.

Dilekçede, yaşananlarda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanı Murat Kurum, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu''nun sorumluluğu bulunduğu kaydedildi.

Kısa Dalga''da yer alan habere göre, şikayet edilenler arasında Maraş, Hatay, Adıyaman, Antep, Adana, Malatya, Kilis, Osmaniye ve Urfa''da 1999 - 2023 yıllarında görev yapan belediye başkanları ve belediye meclis üyelerinin yanı sıra proje sorumluları ile GSM operatörlerinin yöneticileri de yer aldı.

Avukat Hüseyin Cimşit sosyal medya hesabından "Korkmayın. Hakkınızı arayın." başlıklı bir video yayınladı.

''BİR KİŞİ BİLE HALA ÇIKIP ÖZÜR DİLEMEDİ''

Kısa Dalga''ya konu hakkında konuşan Cimşit, Japonya''da 1995 yılında yaşanan Kobe depreminin ardından yaşamına son veren Kobe Belediye Başkan Yardımcısı Takumi Ogawa''yı hatırlatarak sözlerine başladı ve “Türkiye’de ise ‘asrın felaketi’ diyorlar ama bir kişi de hala çıkıp özür bile dilemedi. Hala istifa eden olmadı” dedi.

''SORUMLU İKTİDAR''

Yıllardır pek çok akademisyenin deprem bölgesindeki fay hattının kırılacağını söylediğini belirten Cimşit, "Peki 20 yıldır hükümette olan kim? Erdoğan. Cumhurbaşkanı Erdoğan her gün ''Devletin başı benim, Başkomutan benim'' diyor. Ancak önlemek için ne yaptılar? Hiçbir şey yapmadılar. Tam tersi imar barışı ile kaçak yapıları yasal hale getirip para kazandılar" diyerek tepki gösterdi.

TMMOB''un projeleri kontrol etme yetkisinin kaldırıldığını da ifade eden Cimşit, "Denetim de yok. Burada sorumlu kim o zaman? Sorumlu tabii ki iktidar ancak tek bir sorumluluk dahi üstüne almıyor iktidar. Çok büyük bir deprem oluyor ama ordu yardım için salınmıyor. Üstüne bir de yurttaşlara ''Namussuz'' diyerek saldırıyor. Artık yeter" dedi.

''AVUKATLAR ADALETİ ARAMAK ZORUNDA''

Şikayet dilekçesini Ankara, İstanbul, İzmir ve Samsun barolarına da ilettiğini söyleyen Cemşit şöyle konuştu:

"Avukatlar adaleti aramak zorundadır. Yargıtay görevini yapar mı bilmem ancak günü gelir birisi belki yaptırır. Hukuktan ve adaletten kaçış yok. Bu yüzden bizler tarihe not düşmeliyiz."

HANGİ SUÇLAMALAR YÖNELTİLDİ?

Avukatın şikayet dilekçesinde, şikayetin ''görevi ihmal ve kötüye kullanma sonucu 36 binin üzerinde insanın ölümüne sebep olmak'', ''binlerce binanın yıkılmasına neden olmak'', ''ülke ekonomisini dar boğaza sokmak'' kapsamında yapıldığı kaydedildi.

''BİNALARI KONTROL ETTİRMEDİ''

Dilekçede, Erdoğan''ın her konuşmasında "Ülkede sorumlu benim" dediği belirtilerek imar afları ve kontrolsüz ruhsatlarla övündüğü, aftan yararlanana binaları kontrol ettirmediği öne sürüldü.

Cumhurbaşkanı için "36 binin üzerinde insanımızın ölümlerine sebep olmuştur" denen dilekçede, "Mimar ve mühendis odalarının inşaat projelerinin ruhsat öncesi kontrol yetkisini, çıkarttığı yasalarla iptal ettirmiştir" ifadesine yer verildi.

''GEREKLİ HAZIRLIK YAPILMADI''

Dilekçede şöyle dendi: "Yıkımlardan ve ölümlerden doğrudan sorumludur. 6 Şubat 2023 günü, Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarına, başkomutanlık mevkiini işgal eden olarak derhal talimat vermemiş ve gecikme nedeniyle enkaz altındaki ölümlerin artmasına sebebiyet vermiştir. Bu tür yıkımlar için onlarca hatta yüzlerce bilim adamının uyarısına rağmen gerekli hazırlıkları yaptırmamıştır. Bu arada kendi emrine 13 tane jet almıştır. Değerleri milyar doların üzerindedir. 3 tane de saray yaptırmıştır. Toplam değeri en az 4 milyar dolardır."

Diğer bakan ve yöneticilerin, sorumlulukları kapsamında yeterli denetimi yapmadığı, deprem sonrasında ihmalkar davrandığı, TSK''yı geç sahaya sürdüğü, sahra hastanelerini geç kurduğu, ulaşımın aksamasını engelleyemediği savunuldu.

Binalardan numune alınmasının önemine dikkat çekilirken, depremlerin tahmin edilip uyarıda bulunulduğu, buna karşın yeterli önlem alınmadığı öne sürüldü.

Dilekçede şu suçlamalar yöneltildi:

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum: İmar planlarının fay hatlarına yapı yapmasına engel olmamıştır. Denetim ve yönetim görevini ihmal ederek ölümlere ve yıkımlara neden olmuştur. Yıkım olan alanlarda ısı yalıtımlı çadır ya da konteynerleri yeter sayıda sağlamamıştır.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: Kendi denetimi altında olan belediyelerin işlevlerini ve görevlerini denetlememiş ve belediyelerin kusurları ve ihmalleri nedeniyle ölümlere ve yıkımlara sebep olmuştur. Yeter sayıda arama kurtarma ekibi eğitimli personeli sağlayamamıştır. Göçük altında insan varken de enkaz kaldırılmasına başlanmıştır.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar: TSK birimlerini geç sahaya sürerek ölümlerin artmasına kurtarma faaliyetlerinin geç yapılmasına sebep olmuştur. Sahra çadırlarının kurulması, lojistik birimlerinin (yemek, temizlik, makine, vd) harekete geçirilmesini geç yaptırmıştır.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca: hemen hemen hiçbir hazırlık yapmamıştır. Seyyar hastane hazırlamamıştır, çok sayıda (binlerce) Türk doktorlarının ülkeyi terk etmesine neden olmuştur. Yabancı unsurlar 2 günde sahra hastaneleri kurabilirken, bu bakan sadece seyretmiştir.

Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanı Adil Karaismailoğlu: emrindeki birimlerin ana ulaşım yollarını ve Hatay havaalanını ilme ve fenne uygun yaptırmamıştır. Bu nedenle hava, kara ve demiryolu ulaşımı aksamıştır. Bu da ölümlerin artmasına yol açmıştır.

Belediye Başkanları ve Belediye Meclisi üyeleri: Fay hatlarının olduğu bölgelere hem imar verdiler hem de yüksek kat verdiler. Bilim insanlarını ve raporlarını kasıtlı olarak göz ardı ettiler. Mühendis ve mimar odalarının ruhsat öncesi proje denetimlerini iptal ettiler. İmar barışı gerekçesiyle ruhsat verdikleri yapıların sağlamlığını kontrol ettirmediler. Sadece para aldılar. Bu nedenle de ölümlere ve yıkımlara sebep oldular.

Yıkılan binaların projelerini ve hesaplarını yapanlar, şartnamelere uymadılar. Yaptıkları projenin doğru uygulandığını denetlemediler.

Yapı denetim firmaları, yıkılan binalara ait yapılan projelerin şartnamelere uygunluğunu ve binanın projesine göre yapılıp yapılmadığını fen ve ilme göre denetlemediler. Ölümlere ve yıkımlara sebep oldular."

''TAKSİRLE ÖLDÜRME SUÇUNDAN DAVA AÇILSIN''

Avukat şunları talep etti: "Hukuki nitelemesi cumhuriyet savcılarına ait olmak üzere, görev yönünden sayın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ve bağlı olan ilgili cumhuriyet savcılıkları tarafından ilgili kişiler hakkında soruşturmaların yapılarak şikâyet edilenler hakkında yukarıda ayrıntılı olarak açıkladığımız sebepler ve sayın makamınızca re’sen dikkate alınacak sair hususlar ışığında; tüm şüpheliler yönünden yapılacak soruşturma neticesinde TCK m. 22/3 atfıyla m. 85/2 uyarınca (taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma) iddianame düzenlenerek kamu davası açılmasına, şüphelilerin alabileceği ceza miktarı düşünüldüğünde kaçma şüphesi oluşabileceğinden haklarında CMK gereğince uygun adli kontrol tedbirinin uygulanmasına karar verilmesini talep ederim."

İlgili Haberler