Depremzedeler akrep ve yılanlarla savaşıyor. Deprem bölgesinde büyük tehlike

Depremzedeler akrep ve yılanlarla savaşıyor. Deprem bölgesinde büyük tehlike
Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası evleri yıkılan ya da ağır hasar alan depremzedelerin çadır kentlerde çıkan yangınlar ve soba zehirlenmelerinin yanı sıra akrep ve yılanlarla savaştığı ortaya çıktı.

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından yaklaşık 51 bin kişi hayatını kaybetmiş milyonlarca kişi ise evsiz kalmıştı. Göç edenlerin yanı sıra bölgede kalıp çadırlarda yaşayan depremzedelerin ise ilk günkü gibi ihtiyaçları giderilmeye devam ediyor.

Sel suları, salgın hastalıklar, soba zehirlenmeleri, çadır yanmalarının yanı sıra depremzedeler bu kez de akrep ve yılan sokmalarıyla mağdur oldu.

TEMİZ SU SORUNU, YILAN-AKREP SOKMASI

Türkiye Acil Tıp Derneği (TATD) tarafından Antalya'da gerçekleştirilen ulusal kongrede, 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinin ardından ilk saatlerden itibaren bölgeye koşan acil tıp uzmanları bir araya geldi. Etkinlikte konuşan Doç. Dr. Sarper Yılmaz, deprem bölgesinde 'çevresel acil' denen başvuruların arttığını ifade etti.

Buna örnek olarak yılan ve akrep sokması ile her zaman temiz suya ulaşılamaması nedeniyle yaşanan göz enfeksiyonlarını gösteren Yılmaz, "Çevresel acil dediğimiz o hasta profilimizde belirgin bir artış görüyoruz. Bu sürecin özellikle havaların ısınmasıyla beraber yaşam şartlarının zorlaşması nedeniyle, acillere de çok ciddi bir hasta başvurusu olarak yansıyabileceğini düşünüyoruz. Örneğin kışın karbonmonoksit zehirlenmesi çok yaşadık deprem sonrası süreçte. İnanılmaz derecede soba zehirlenmesi vakaları görüyorduk acillerde. Mevsim değiştikçe, hava koşulları değiştikçe, yılan, akrep sokmalarıyla karşılaşmaya başladık. O yüzden tüm bunlarla ilgili ne yapılabilir, nasıl önlemler alınması gerekli, çözümü ne olur, bunlara dair bir rapor hazırlayıp bakanlığa vereceğiz” dedi.

SAĞLIK ÇALIŞANLARI SORUN YAŞIYOR

Yılmaz, hastane ve sağlık çalışanlarının sorunlarına dair "Bizlerin hala burada sağlık hizmetini eski kapasitesi ile verebilmemizin imkanı yok aslında. Oradaki sağlık çalışanlarının, özellikle bizim acil hekimlerimiz ve diğer branşlarımızın bir an önce en temel ihtiyaçlarının çözülebilmesi lazım. Sağlık çalışanlarının çoğu, şehir dışından gelip gidiyor. Ailelerini farklı bir şehirde bırakıyorlar güvenlik nedeniyle; kendileri o şehirde belli bir süre çalışıp sonra tekrar ailelerinin yanına geri gidiyorlar.

KARAVANDA NÖBET TUTUYOR

Örneğin bir acil tıp uzmanı arkadaşımız, ailesi Ordu'da yaşıyor. Kendine bir karavan almış, hastanenin bahçesinde karavanında kalarak nöbet tutuyor, sonra 2 haftada bir ailesini görmeye Ordu'ya geri dönüyor. Yeni atanan hekimlerden bir tanesi kendisi. Çok örnek var bu şekilde. 3 kişi, 5 kişi bir konteynerde yatıyor. Sabah nöbete gidiyor, akşam diğer ekip geliyor, aynı konteynerde kalıyor ve bu şekilde bir sirkülasyonla sistemi döndürmeye çalışıyorlar. Kendi çadırıyla giden, kalacak yer sorunu yaşayan, orada çalışan sağlık çalışanları ailelerinden uzaklar. Temel ihtiyaçlarını bile çözmekte zorlanıyorlar ama hala oradalar. Artık bizim kaldığımız yerlerin, barınma ve temel ihtiyaçlarımızın karşılanması gerekiyor ki orada hasta bakımı da kalıcı olarak yapılabilsin” şeklinde konuştu.

BÜYÜK HASTA YÜKÜ VAR

Çalıştayda, bölge acillerinde devam eden sorunlar, alınması gereken önlemler değerlendirildi.

Büyük oranda hasar gören sağlık tesislerinin olduğu bazı illerden çevre illere dağılan hasta başvuruları nedeniyle, Adana Şehir Hastanesi gibi kimi bölge hastanelerinin, büyük bir hasta yüküyle karşı karşıya olduğu vurgulandı.

Ayrıca deprem travmasını yaşamış, yakınlarını kaybetmiş pek çok acil hekimi ve sağlık personelinin de halen nispeten daha küçük iller olmasına rağmen bazı acillerde günlük 2 bini bulan hasta başvurusuyla baş etmeye çalıştığı belirtildi.

Bölge halkının poliklinik hizmetlerini alabileceği sahra hastanelerinden haberdar olmadığı için en ufak bir sağlık ihtiyacında acillere başvurduğu, bunun da acillerdeki kritik hastalara verilmesi gereken hizmeti aksatabildiği, buna yönelik halkı bilgilendirici yönlendirmeler yapılması gerektiği kaydedildi.

İlgili Haberler