Erdoğan'a haddini bildirme günüdür

Erdoğan'a haddini bildirme günüdür

Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinin yapılacağı 14 Mayıs Pazar, Anneler Günü''dür.

Vatandaşı, "Ananı al da git" diye kovan,

Kadınlarımıza, "Sürtük" diye hakaret eden,

"Ben zaten kadın erkek eşitliğine inanmıyorum" diyen,

"Bir tane kız mıdır, kadın mıdır bilemem" diye aşağılayan,

"Kadına şiddet abartılıyor" diyen,

İstanbul Sözleşmesi yasasını tek imza ile iptal eden,

"Yalnız bırakılan ya davulcuya ya zurnacıya" diyen,

"Kürtajı bir cinayet olarak görüyorum" diyen,

Kızılay''ı eleştirenlere, "Be ahlaksız, be namussuz, be adi" diyen Erdoğan''dır.

Ve 14 Mayıs;

-Recep Tayyip Erdoğan''a haddini bildirme günüdür.

Değerli okurlarım,

Peşinen vurgulayayım; Terör örgütleri FETÖ ve PKK ile iltisakı olan her parti bir daha açılmamak üzere kesinlikle kapatılmalıdır. Teröre ve teröriste destek veren, yardım ve yataklık yapan her siyasetçi yargılanmalıdır.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli''nin şu sözleri çok dikkat çekicidir:

"Anayasa Mahkemesi''nin HDP ile ilgili aldığı karar iflah olmaz bir garabet ve gafilliktir.

Adı yüksek, aidiyeti ve ahlakı küçücük olan bu mahkeme söz konusu blokeyi kaldırmış, HDP''ye Hazinenin kasasını açmıştır.

Bu yürek burkan, hukuk skandalı olarak anılacak bir karardır.

Bu karara oy veren mahkeme üyeleri vicdanlarının sesini değil ihanetin sözünü dinlemiş ve buna kulak vermişlerdir.

Türkiye düşmanlarının sırtını sıvazlayan kahredici mevcut yapısı bütünüyle tasfiye edilmelidir.

Şu anki Anayasa Mahkemesi Türk milletinin mahkemesi değildir, olması da mümkün değildir.

Teröristlere Hazine yardımının kapaklarını açan bir kararı rezalet ve melanet olarak tanımlıyoruz.

Anayasa Mahkemesi''nin, bölücü terör örgütünün arka bahçesi olması beka ve güvenlik sorunu olduğu kadar adalet ve hukuk katlidir.

Mahkemeyi haysiyet, hukuk ve hüküm açısından biz de yok sayarız.

Teröristi aklayan bir mahkeme yapısına da sonuna kadar karşı çıktık.

Bu üyelerin yerinde Kandil''den üç beş terörist olsaydı aynı karar, aynı çoğunlukla, aynı şekilde çıkmayacak mıydı?"

Değerli okurlarım,

İmamoğlu''nun Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine "Ahmak" dediği iddiası ile İstanbul Cumhuriyet Savcısı, savcı Furkan Okudan tarafından iddianame hazırlandı.

Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi İmamoğlu''na, 2 yıl 7 ay 15 gün ceza verdi.

TCK''nın 53''üncü maddesinden de ceza alan İmamoğlu için henüz hukuken kesinleşmedi ama "siyasi yasak" getirildi.

Mahkeme gerekçeli kararından özetle dedi ki;

-"Sanık Ekrem İmamoğlu''nun kurul halindeki YSK üyelerine karşı hakaret suçunu basın önünde işlediği, suçun yüksek yargı mensuplarından oluşan Yüksek Seçim Kurulu üyelerinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edecek şekilde hakaret etti…"

Şimdi gelelim Bahçeli''nin Anayasa Mahkemesi''ne ve kurul halindeki üyelerine yönelttiği ağır hakaret sözlerine:

-"Garabet

-Gafillik,

-Hukuk skandalı,

-İhanet,

-Kahredici,

-Rezalet,

-Melanet,

-Bölücü terör örgütünün arka bahçesi,

-Beka ve güvenlik sorunu,

-Adalet ve hukuk katli,

-Mahkemeyi haysiyet, hukuk ve hüküm açısından biz de yok sayarız.

-Teröristi aklayan bir mahkeme yapısı,

-Bu üyelerin yerinde Kandil''den üç beş terörist olsaydı…"

Değerli okurlarım,

Tek bir "Ahmak" kelimesi için İmamoğlu''na 2 yıl 7 ay 15 gün ceza verildi.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ''a,

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısına ve savcı Furkan Okudan''a,

Tüm siyasi partilere,

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan ve yönetimi ile tüm il baro başkanlarına,

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına,

Ve Anayasa Mahkemesi Başkanı Prof. Dr. Zühtü Arslan ile üyelerine soruyorum;

-Devlet Bahçeli''nin basın önünde kurul halindeki Anayasa Mahkemesi Üyelerinin onur, şeref ve saygınlığı ile kurumsal yapısının onur, şeref ve saygınlığı için söyledikleri hakkında suç duyurusunda bulunacak mısınız?

Türkiye Cumhuriyeti Devleti de kurum ve kuruluşları da bu tür söylemlerle Tek Adam Rejiminde yıpratıldı.

Cumhur İttifakı eş başkanları Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli için hakaret, iftira, küfür serbest hale geldi.

Devletin kurum ve kuruluşlarının saygınlığını korumak her Türk vatandaşının asli görevi olmalıdır.

Eğer İmamoğlu bir "Ahmak" kelimesinden ceza alıp "siyasi yasaklı" yapılıyorsa,

Eğer Türkiye''de Anayasa ve yasalar varsa,

-Bahçeli''nin de ağır hakaret sözlerinden dolayı yargılanması ve siyasi yasak alması gerekir.

Yazarın Diğer Yazıları