Yeni bir siyaset-devlet mimarisi inşa edeceğiz

Yeni bir siyaset-devlet mimarisi inşa edeceğiz

Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılı kapsamında 2023 yılının ilk görüşmesini Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu ile yaptım.

-Soru: Cumhur İttifakı''nı ve Recep Tayyip Erdoğan''ın durumunu değerlendirir misiniz?

Davutoğlu: "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi milliyetçi-muhafazakâr-laik otoriterliğin uzlaşması üzerine kurgulanmıştır.

Erdoğan''ın sloganik muhafazakârlığı kimseyi aldatmamalıdır.

Sistemik yolsuzluk düzeninin ortak zihniyet paydası muhafazakâr değerler değil, otoriter güç paylaşımıdır.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ortaya çıkan ittifak yapılanmaları da ideolojileri yatay kesen otoriter-özgürlükçü ayrım çerçevesinde yorumlanmalıdır.

Cumhur İttifakı otoriter Erdoğan ile muhafazakârlık, Bahçeli ile otoriter milliyetçilik ve Perinçek ile otoriter modernizm/laiklik anlayışının çıkar eksenli bir koalisyonu niteliğindedir

Bugün Erdoğan''ın savunduğu ve hayata geçirdiği muhafazakârlık;

Osmanlı-Türk muhafazakârlığının en büyük mütefekkiri olan Ahmet Cevdet Paşa ve neslinin modernleşme sürecinde ürettiği Şura, Meşveret, Meclis, Ehliyet, Liyakat gibi kavramlar etrafında şekillenen siyaset düşüncesine aykırıdır.

Ayrıca sultanların otoritesini ilkelerle ve kurumlarla sınırlayan Ahkamu''s sultaniye (devlet idaresiyle ilgili hükümler - OU) ve Siyasetname geleneğinin bile çok gerisindedir."

-Soru: Altılı Masa''yı tanımlar mısınız?

Davutoğlu: "Sadece masada bulunan bir lider olarak değil, tarihî sorumluluk hisseden bir aydın ve vatandaş olarak da Altılı Masa''nın tarihî misyonunu şöyle tanımlayayım;

Milliyetçi-muhafazakâr-laik demokrat ve özgürlükçü yeni bir toplumsal sözleşme zemini…

Bu süreci büyük gerilimlerle büyük uzlaşıları, büyük acılarla büyük başarıları birlikte bünyesinde barındıran 200 yıllık dinamik bir tarihî seyir içinde yeni bir toplumsal sözleşme çabası olarak görüyorum.

Liderlerin ve toplumsal kesimlerin sabırla, basiretle, ortak akıl ve ortak vicdanla bütün bu birikimin tecrübelerinden ortak bir vizyon üretme hedefini son derece hayati buluyorum."

-Soru: Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılı için hedefleriniz neler?

Davutoğlu: "Yeni bir toplumsal sözleşme çabası sağ, sol, muhafazakâr, milliyetçi, laik, liberal düşünsel ve siyasal geleneklerin özgürlükçülük ve kapsayıcılık temelinde dönüştürülmesi ile mümkün olacaktır.

Bunun için de hem her bir geleneğin kendisiyle yüzleşecek cesareti göstermesi hem de farklı geleneklerle özgüven içinde temasa ve etkileşime geçecek basireti sergilemesi gerekmektedir.

Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girerken;

Ya yeni bir siyaset ve devlet mimarisi inşa edeceğiz,

Ya da bu akımların muhteris ve otoriter yorumlarına teslim olacak ve bir yüzyıl daha bu gerilimlerin girdabında boğuşacağız."

-Soru: 5 Ocak toplantısının hedefi nedir?

Davutoğlu: "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Modeli çerçevesinde;

Temel İlkeler ve Hedefler, Seçim Güvenliği, Ekonomik Kurumların Reformu, Anayasa Reform Paketi gibi son derece önemli ortak metinlere ve taahhütlere imza attık.

5 Ocak''taki toplantımızda;

Geçiş Süreci Yol Haritası ve Hükümet Programı mahiyetindeki Ortak Politikalar Metnini nihai şekline kavuşturacağız.

Bir yıllık Altılı Masa süreci için Churchill''in şu sözüne atıfta bulunalım:

"Bir son değildir, sonun başlangıcı da değildir, sadece başlangıcın sonudur."

Başta da vurguladığım gibi, 200 yıllık modernleşme, 150 yıllık parlamenter, 100 yıllık Cumhuriyet ve 75 yıllık demokrasi tarihimizin bütün birikimi sembolik bir yılda yapılacak bir seçime düğümlendi.

-Soru: Masa''nın dağılması söz konusu mu?

Davutoğlu: "Bu masanın dağılması üzerinden sistemik otoriter yolsuzluk düzenini kalıcı kılmak isteyenlere karşı tekil çıkarları değil ortak geleceğimizi düşünerek üzerimizdeki ağır sorumluluğun gereğini yapmak zorundayız.

Seçim sürecinin sert rekabet ortamına girmeden hepimiz başımızı iki elimizin arasına alarak gelecek nesillere nasıl bir Cumhuriyet mirası bırakacağımızı düşünmeli ve adımlarımızı ona göre atmalıyız.

Bu konuda sorumluluk sadece siyasi liderlerin değil, siyasi parti teşkilatlarının, sivil toplumun, aydınların, akademisyenlerin, basının, kanaat önderlerinin özetle bir bütün olarak kamuoyunun da omuzlarındadır.

Toplumsal olarak büyük sınamaların içinden geçiyoruz. Tarihi yazacak olanlar bu sınamaların taktik çarklarında boğulanlar değil, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını ortak akılla, ortak vicdanla ve ortak demokratik duruşla şekillendirebilmek için kendi dar mahallelerini ve çıkarlarını aşanlar olacaktır."

Yazarın Diğer Yazıları