Bu ülkenin insanına bu eziyet yapılmaz!

Bu ülkenin insanına bu eziyet yapılmaz!

Türkiye''de son dönemde şiddetlenen ekonomik sıkıntılar vatandaşı darboğaza sürüklerken iktidar mensupları ekonomideki durumu görmezden gelmeye devam ediyor.

Doların 15 liraya dayandığı, euronun 16 lirayı zorladığı mevcut ekonomik pozisyonda ise sosyal medyada merhum Süleyman Demirel''in başbakanlığı döneminde tarihe damga vuran sözleri tekrar tekrar gündeme geliyor.

Neydi o söz; "Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur."

İktidarın son dönemde uyguladığı yanlış ekonomi politikası, yandaş şirketlere devletin yararı gözetilmeksizin verilen ihaleler, garantiler, dış politikada atılan yanlış adımlar ve son olarak da bir gecede görevinden alınan bakanlar, bürokratlar ekonomiye güveni allak bullak ederken, Türk Lirası''nın değeri de dibe vurdu.

Döviz farkı ve enflasyon nedeniyle peş peşe gelen zamlar ise vatandaşın omuzuna bindi. İktidarın bu tabloya karşı attığı adımlar ise adeta bir balon niteliğinde elde kalmaya devam ediyor. Hal böyle iken vatandaşın iktidara bakış açısının da olumsuz yönde değişmesi sürüyor. AKP''li vatandaşlar dahi ekonomi konusunda isyana gelmiş durumda.

Vatandaş, marketlerden, pazardan eli boş dönüyor. Birçok ürünün yanına dahi yaklaşılamıyor. Bundan 1-2 sene önce 100 TL ile market sepeti dolduran insanlar artık 100 liraya 1 poşet dahi dolduramıyor.

Bu gelişmeler yaşanırken, gözden kaçan bir durum var. Eğitim, bir ülkenin gelişmişliğinin can damarı.

Ülke insanlarının iyi ve sürekli bir eğitim almaları ve bununla kazandıkları bilgi, beceriyle ekonomik büyümeye yapabilecekleri katkı doğru orantılıdır. Kalkınmanın beyni olan bireyin bilinçlenmesi, arama, çalışma, öğrenme ve düşünme isteği ile donatılması gerekir. Nitelikli insan gücü ihtiyacının karşılanması, dışa açılma ve uluslararası rekabet gücü kazanma çabası içinde olan ekonomimiz için hayatî önem taşımaktadır. Ekonomi ile eğitim arasındaki ilişki kalkınma kavramı üzerinde odaklanır. Bizde ise bu durum ayaklar altında, insanlar haliyle temel ihtiyaçlarına odaklanmış vaziyetteler.

Neden mutlu bir ülke olamadık, neden bu duruma düştük bunu etraflıca düşünmek gerekiyor. Dünyada kendi kendine yeten 7 ülkeden biriydik. Savaşlar dünyayı kavururken biz açlık çekmedik. Şimdi ise her şey tersine dönmüş halde. Öğretmen ne yapacağını şaşırmış. Öğrenciler ise değişen eğitim sisteminin piyonu durumunda.

Sadece daha kısıtlı kitleleri ilgilendirdiği yanılgısı yaratabilecek öğretim görevlisi olmayan üniversiteler, liyakat yoksunu yöneticiler, yeterli donanıma sahip olmadan mezun olan öğrenciler, vasıfsız iş gücü yarattığı kadar hem geleceğimizi hem de ülkemizi zora sokmaktadır.

Zaman çok geçmeden geçmişte yapılan yanlışlardan dönülmesi ve bir an önce bir önlem alınması gerektiğini düşünüyorum, umarım yanılırım.

Yazarın Diğer Yazıları