Milletin kadersizliği sensin Erdoğan

Milletin kadersizliği sensin Erdoğan

Vatan deriz, vatandaş deriz.

Vatanımıza da vatandaşımıza da can feda…

Recep Tayyip Erdoğan deprem bölgesine indi, canlı yayında dedi ki;

-Benim vatandaşım,

-Benim vatandaşlarım…

Asla senin vatandaşın değilim Erdoğan.

Ben Türkiye Cumhuriyeti Devletinin onurlu vatandaşıyım...

Sen kimsin ki ben senin vatandaşın olayım Erdoğan?

Gazi Mustafa Kemal Atatürk''ün yedi düvelin işgaline neden olan Osmanlı hanedanının tebaası olmaktan kurtarıp özgür birey yaptığı vatandaşlardan biriyim.

Cumhurbaşkanlığı zırhına sığınmayacağını bilsem, hakkettiğin her şeyi yazarım.

Canlı yayında millete utanmadan her facia sonrası olduğu gibi yüzün kızarmadan "Kader" diyorsun.

Canlı yayında hayatlarını kaybedenler için "Allah rahmet eylesin" demedin.

Yakınlarına, "Başsağlığı ve sabır" dilemedin…

10''ar bin lira verileceğini açıklarken hiç mi utanmadın?

Kadere inanıyorsan neden 3 bin koruma ile, hatta yurt dışına da götürdüğün zırhlı araçlarla gezip kendine önlem alıyorsun?

Sen Türk Milletinin kadersizliğisin.

1999 depreminden sonra DSP, ANAP ve MHP iktidarına neler söyledin neler.

2002''den bu yana tek başına iktidardasın.

Uzmanlar defalarca uyarmasına rağmen 10 ilde AFAD ve Kızılay ne önlem aldı?

Görüldü ki; SIFIR…

Türk askerinin deprem bölgesine en hızlı şekilde ulaşmasını sağlayan EMASYA planını iptal ettin.

Asker 6 saatte çadırları ile, yiyecekleri ile tam teçhizatlarıyla depreme ulaşır, ilk müdahaleleri yapmaya başlardı.

Bu planı iptal ettiniz.

Genelkurmay Başkanı''nın Kara, Hava ve Deniz Komutanlıklarını elinden alıp Millî Savunma Bakanı''na bağladın.

Dünyada ordusu olmayan tek Genelkurmay Başkanı Türk Silahlı Kuvvetlerinin oldu.

3. gün 3.500, 4. Gün ise 4.500 askerin görevlendirildiği açıklandı.

Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar eski asker. EMASYA''yı da bilir yerine gelen yönetmeliği de bilir.

Asker. AFAD''ın en önemli yardımcısı olurdu ihmal edildi.

Devre arkadaşı Osman Babuşcu bakın Hulusi Akar''a neler yazdı:

-"Hulusiciğim,

Silahlı Kuvvetler ile yardımda olamazsın.

Silahlı Kuvvetler bu işlere karışmasın diye kanun çıkardınız ve EMASYA yani, bütün birliklerde, konum ve güçlerine göre yıllardan beri oluşmuş olan, bir tabiî afette Millet''in hayatı için çok önemli olan EMNİYET, ASAYİŞ VE YARDIM PLÂNLARINI çöpe attırdınız.

Erzurum depreminde, yardımların toplandığı, dağıtıldığı Ana Depo''nun Komutanlığı''nı yapmış olan ve tüm yapılanları, yaşayarak gören biri olarak yazıyorum.

EMASYA Planı''na göre; askerî birlikler, hemen sorumluluk bölgelerine dağılırlar, malzemelerin dağıtımından, kurtarmadan, hırsızlık ve can emniyetine karşı emniyetin sağlanmasından sorumlu görevlerini yerine getirirlerdi.

O birlikler, o bölgenin birlikleri oldukları için, sorumluluk bölgeleri olan o bölgeleri bilirlerdi.

EMASYA Planları olsaydı;

"Allah''ın bir kulu gelmedi",

"Açız, yardım edin, kurtarın" diye bağırmalar olmazdı.

Aileler yanında hemen askerleri bulurlardı.

Göçük altında kalanları umutsuzca kurtarmaya gelecekleri beklemezlerdi.

Yıkıntılar altında inlemeleri duyulup da kurtarıcı bulamamanın ve kurtulacakken, inleye inleye ölmelerine şahit olunacak acılar yaşanmazdı.

Bu kadar ölü olmazdı.

Ele geçirilmiş yandaş televizyon kanalları, birkaç kurtarmayı ballandıra ballandıra veriyor.

Millet de kurtarma yapılıyor sanıyor.

Şehirlerde bile gidilmeyen mahalleler, binalar verilmiyor.

İlçeler, köyler, hak getire.

EMASYA planlarında, en ücra köylerin bile sahibi birlikler vardı.

Her türlü malzeme ve yiyecek oralara, anında ulaştırılırdı.

Evet, Erzurum depreminde bunlar, aynı şekilde yapıldı.

Şu anda, böyle bir organizasyon kesinlikle yapılamaz."

Değerli okurlarım,

Dün 4. günde, 80''inci saatte enkaz altından az sayıda vatandaşlar sağ çıkarıldı.

İlk 2-3 gün yeterli ve gerekli yardım ekibi, malzemesi, asker, iş makineleri sevk edilseydi inanıyorum ki can kaybı yarı yarıya azalırdı.

1981 yılında Yüksekova 1. Komando Taburunda 1. Bölük komutan vekiliydim.

15 gün içinde alarm verileceği ve gizli bölük planındaki konuma, bölüğümü en geç 6 saat içinde nakledeceğim tebliğ edildi.

Terk etmezsek düşman saldırısında hayatlarımızı kaybedeceğimiz bildirildi ki tatbikat sonrası ceza alacağımız söylendi.

Haritaları inceleyip o yere gidip keşif yaptım. Su ve gıda temin yerlerini belirledim.

8 gün sonra gece yarısı nöbetçi astsubay lojmana gelip alarm verdi.

4 saat sonra 110 kişilik bölüğümü alarm bölgesine intikal ettirdim 6. saatte çadırlarımız bile kurulmuştu.

Malatya''da ordu, Hatay ve Adana''da kolordu var.

Birkaç saat içinde depremzedelere yardıma koşarlardı.

Türk Silahlı Kuvvetlerimiz baş tacımızdır, Peygamber Ocağımızdır.

Neden kışlalarından çıkartılmadı? Neden?

Yazarın Diğer Yazıları